16 Kasım 2016 Çarşamba

Noel Babanın Habercisi

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzak ve soğuk ülkelerin birinde Noel baba yaşarmış. Her sene yılbaşı zamanı, çocuklara hediye dağıtırmış, bu yüzden yıl boyunca yardımcıları ile beraber durmadan çalışırmış.

Noel babanın bir de habercisi varmış. Bu haberci geceleri tüm çocuklu evleri dolaşır, çocukların hangihediyeleri istediğini öğrenirmiş. Çocuklar bazen mektuplara yazarmış, bazen de resimlerini çizerlermiş istediklerini. İşte bu haberci de evleri dolaşırken bu mektuplara ve resimlere bakar, sonra da öğrendiklerini Noel babaya iletirmiş. Noel baba kendine haberci olarak, ormanın en uzun boylu hayvanını seçmiş, yani zürafayı. Zürafa çok uzun boylu olduğu için yüksekteki pencerelerden de bakıyormuş, bazen de kafasını bacadan içeri sokabiliyormuş.

Zürafa yine bir gece herkesler uyurken dolaşmaya çıkmış, bir çok evi gezmiş, oyuncakları not etmiş. Bir diğer eve geldiğinde kafasını bacadan sokmuş ancak birden bire kafası bacaya sıkışmış. Kendi kendine çıkarmaya uğraşırken çıkardığı sesleri duyan çocuk uykusundan uyanmış. Zürafayı görünce gözlerine inanamamış, sen de kimsin böyle demiş. Zürafa ben Noel babanın habercisiyim bana yardım et sıkıştım demiş. Çocuk onun boynunu tutmuş ve zürafa kurtulmuş. Teşekkür edip oradan ayrılmış. Sabah olunca çocuk o sırada kahvaltı masasında toplanmış olan anne babasına ve kardeşlerine gece olanları anlatmış. Fakat kimse ona inanmamış, sen rüya görmüşsündür demişler. Çocuk çok üzülmüş ama rüya görmediğini de biliyormuş, çünkü zürafaya dokunmuş onun sıcaklığını hissetmiş.

Aradan zaman geçmiş ve yılbaşı zamanı gelmiş. Bir sabah uyanınca herkes hediyeleriaçmak için ağacın altına koşmuş. Fakat herkesten farklı olarak çocuğun bir değil iki hediyesi varmış. Bir tanesi onun istediği hediye, bir tanesi de Noel babadan gelen özel bir hediye. Üzerinde bir not varmış,  bu hediye habercim zürafayı kurtardığın için teşekkür hediyesi. Bunu gören diğerleri çocuğun anlattığı hikayenin rüya olmadığını anlamışlar ve ondan özür dilemişler. Bir daha da ona hep inanmışlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder